11 Şubat 2008 Pazartesi

YAZIK…
ALİ BULUNMAZ

Türban ve sıkmabaş bugün, hem bir siyasi simge hem de liyakat yerine geçen bir gösterge.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın eşi sıkmabaşlı.

Bakanlar ile AKP milletvekillerinin ezici çoğunluğu da. Üst düzey bürokrat, yönetici ve müdürler deseniz, onların büyük bir kesiminin eşi de sıkmabaşa bürünmüş durumda.

Türkiye nereye gidiyor?

Üniversitede türban serbestisi” adı altındaki Anayasa değişikliği, mecliste kabul edildi. Peki, bu değişikliğin muhataplarına bir şey soruldu mu?

Anayasa değişikliği, erkek ve araya serpiştirilmiş kadın milletvekillerinin oylarıyla parlamentodan geçti.

“Çözüm” isteyen, teklif veren ve evet diyenlerin neredeyse tamamı erkek. Kabul oyu veren kadın vekiller ne yaptı bu arada?

O meşhur, hatta tarihi fotoğraf karesi her şeyi anlattı aslında. AKP’nin kadın vekillerinden dördü etrafa gülücükler saçarak oylamayı izliyor. Mutlular. Ama bunun adeta bir Rus ruleti olduğunun farkındalar mı? Belki ayırdında değiller belki bilip de bilmezden geliyorlar.

AKP ve MHP’li kadın vekiller, türban ve sıkmabaşın “bireysel özgürlük” olduğunu, “hiçbir kadının eğitim hakkının bu yüzden engellenemeyeceğini” savundu.

Türban ve sıkmabaşa bürünmeyen genç kızlar ve kadınlar üniversitede ayrımcılığa uğrar, baskı ile karşılaşır sosyal yaşamda kısıtlanmaya başlarsa, bu vekiller aynı kararlılıkla ve açık yüreklilikle o hemcinslerini de savunacak mı?

***

AKP ve MHP’nin Anayasa değişiklik önerisi, aynı partilerin baskın erkek oylarıyla kabul edildi.

Buna dışarıdan destek veren öğretim üyelerinin, “üniversitede türbana evet” başlıklı imza kampanyasına katılanların büyük çoğunluğunu da erkekler oluşturuyordu.

İktidar ve hasat ortağı ile onların, ikinci tur oylama günü meclis kürsüsünde türban ve sıkmabaşı hararetle savunan kadın vekilleri, hayır diyerek meydanları dolduran, seslerini yükselten ve direnen kadınları dinler mi? Dinlemedi. Dinlemeyecek.

“Başörtüsü” adını verdikleri türban ve onun doğuracağı sorun(lar) şimdi başlıyor.

Yazık, çok yazık…

Hiç yorum yok: