18 Şubat 2008 Pazartesi

KIRILMA NOKTASINDAN KIVIRMA NOKTASINA
ALİ BULUNMAZ

Türban ve sıkmabaşın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliği ve beraberinde getirdiği tartışmalar, kimilerinin gözünü ve zihnini biraz olsun açmış mıdır? Bunu anlamak için henüz erken.

Ancak, iktidar sevicilerinden bazıları öyle şeyler söylüyor ki şaşırmamak olanaksız. AKP’nin türban ve sıkmabaş değişikliği “yöntemine” karşı çıktığı için hükümeti eleştirenler mi dersiniz… Yoksa ekonomideki “iyileşme” ve “istikrar” yüzünden daha bir ay öncesine kadar AKP’ye övgüler düzenlerin, şimdilerde küresel krizin soğuk nefesinin türban ve sıkmabaş gerginliğinin yarattığı sıcak havayla birleşmesinden doğabilecek fırtınadan ürkmesi mi…

22 Temmuz akşamı, AKP merkez binasının balkonunda yankılanan “ben tüm Türkiye’nin başbakanıyım” sözünün, “yıllar yılı bekleyen yığınlar, kendilerine tercüman olmamız için bizi meclise gönderdi” ifadesiyle nasıl sıfırlandığını kavramaya başlayan kimi AKP’ciler, şimdi hafiften endişeli görünüyor.

Adını ağızlarına almaktan korktukları yerli Papa’nın “türban dinin emridir, buna karşı çıkanlar iman ekseninde kalamaz” biçimindeki fetvasıyla irkilenler de, “biz nereye gidiyoruz?” sorusunu fısıldamaya başladı.

Bu durumda “öfkeyi hitabet sanatına dönüştürmek” de, söz konusu kaygılar karşısında gerilimi tırmandırmaktan başka bir şey değil. Öfke, “mağduriyet” ve “mazlumluk”, oya çevrilmesi kolay ve insanların yüreğini fetheden unsurlar ne de olsa.

Muhafazakârlaştırılan topluma sunulan ve söylenenlerle, iktidarı eleştirmeye başlayan gazetelere yönelik “çıplak kadın fotoğrafları basan sizsiniz” ifadeleri birleştirilince, seçim zamanı halkın kapısına konan; içinde bulgur, un, yağ ve şeker bulunan besin değeri yüksek çuvallarla oy toplamak da kolaylaşabilecektir elbette. Buna “beyaz çarşaf” gibi bir duygu sömürüsünü de eklerseniz, bir iki damla gözyaşı ile ıslanan fotoğrafı tamamlayabilirsiniz.

Ancak kimi iktidar sevicileri, duygu sömürüsü ve öfke ile taçlandırılmış bu gönül fethetme anlayışına karşı ufak tefek tepkiler geliştirmeye koyuldu. Türban düzenlemesini, gelecek için kaygı verici bir kırılma noktası biçiminde görmeye başladı. AKP’nin yandaş demokrasisini savunanların bazıları, son günlerde bu kırılma noktasından kendilerine bir kıvırma noktası yaratma peşine düştü.

Peki, 2002’den bu yana varolan tablonun neden farkına varamadınız?

Çoğu zaman yaptığınız gibi, bilip de bilmezlikten mi geldiniz?

Hiç yorum yok: