4 Şubat 2008 Pazartesi

KARAR AŞAMASI…
Ali BULUNMAZ

2 Şubat Cumartesi günü, Anıtkabir’de toplanan yüz binler ne anlatmak istedi?

Din adı altındaki dincilikle, onun siyasi simgeleriyle toplumun gerilmesine ve daha da önemlisi yönetilmesine karşı çıkıştı verilmeye çalışılan ileti. Bundan, türban düzenlemesi örtüsüyle ülkeyi uçuruma ve kamplaşmaya sürükleyenler kendileri için bir hisse çıkaracak mı?

Çıkarmayacakları çok açık.

***

Türban düzenlemesinin TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşüldüğü saatlerde, ÜAK da olağanüstü toplandı. Hakkında “isterse bizim istediklerimizi söylemesin” denen YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, toplantının başındaki konuşmasında hükümet sözcülüğü görevini sürdürüp, kurulu uyardı: “Bu, sizin gündeminiz değil; hukuki sonuçlar doğabilir.”

ÜAK’ın bildirisi tam tersi yöndeydi: “Bu konuları konuşmak asli görevimizdir” ve “üniversitede türban serbestisi, ülkeyi din yönetimine götürür.”

Buradan herhangi bir hisse çıkarılacak mı? Yanıt hayır. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun, rektörleri ima ederek “amuda kalkmasınlar” demesi, gidişatı gösteriyor.

AKP ve MHP, üniversitede türban serbestisi için tüm rektörlerin görüşünü aldı mı? “Kurumsal mutabakat” sağlandı mı?

Fahri AKP danışmanları ve ikinci cumhuriyetçi öğretim üyeleri, 22 Temmuz öncesi “milliyetçilik yükseliyor” diyerek oy topladıkları iktidar ve o zaman “tehlike” gördükleri, AKP’nin şimdiki ortağı MHP’nin yaptıklarına destek çıkmak amacıyla, ÜAK’ın bildirisine karşı bildiri ile yanıt verdi.

İkinci cumhuriyetçi fahri AKP danışmanları, türban ve sıkmabaşı “özgürlük” diye niteledi, “yasaklar kalkmalı” içerikli bildiriye imza atmak için kuyruğa girdi.

***

Türkiye nereye yol alıyor? Rota da istekler de belli. Hiçbir zaman bu denli gülünç duruma düşmemişti Türkiye. Dışişleri Bakanı Ali Babacan da olup bitenin bilincinde !!

Türban düzenlemesine burun kıvıran “özgürlük karşıtlarının” yarattığı tartışmaları, “Türkiye’yi dışarıda zayıf gösterdiğini” ve “AB yolunda yürüyen ülkeye bunların yakışmadığını” belirtiyor. Ali Babacan’a şunu sormalı: Uluslararası fuarlardaki görevli sıkmabaşlı kadınlar, Türkiye’yi AB’ye mi yakın gösteriyor?

***

Bu arada, diktatörlükle yönetilen Ortadoğu ülkelerinde ve İran basınında bir sevinç hüküm sürüyor. “İslamcı AKP’nin düzenlemelerine” övgüler düzülüyor. Gazete ve internet manşetlerini “İslamcı AKP” sözcükleri süslüyor.

Türkiye’de siyaset çizgisi dinciliğe kaydı; buradan oy toplamak için yarış kızışmaya başladı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay, bunu itiraf etti: “AKP, türbanı gündemde tuttu avantaj sağladı, haksız rekabete son vermek istedik; ne yaptığımızı biliyoruz, maliyetini ödemeye hazırız, hasadını da alacağız.”

Gerçekten mi? Emin misiniz?

Türkiye bir karar aşamasına doğru ilerliyor: Çağdaş, laikliğe sahip çıkan ve ilerlemeye açık bir toplum mu olacağız, yoksa diktatörlükle çekip çevrilen Ortadoğu ülkeleri gibi, baskıcı ve dinci bir yönetimin boyunduruğuna mı gireceğiz?

Üniversitede türbanın serbest bırakılması, ikinci seçeneğin ilk adımı. Farkında mıyız?

Hiç yorum yok: