9 Kasım 2007 Cuma

ECONOMIST NE DEMEK İSTEDİ?
ALİ BULUNMAZ

The Economist’in son sayısı “din savaşları” temasıyla hazırlanmış. Buna göre dinin günümüzde politik, sosyal ve ekonomik yaşamda büyük etkisinin olduğu belirtiliyor.

Dünyada İslam’a bakışın tehlike ve kaygıyı çağrıştırdığı; bunun da 11 Eylül’le birlikte ivme kazandığını / buna ivme kazandırıldığını söylemek yanlış olmaz.

Çünkü ABD’nin “medeniyetler çatışması” tezini hayata geçirebilecek yegâne fırsatı, 11 Eylül saldırıları verdi. Ancak ABD, Soğuk Savaş sonrası el altından gündeme soktuğu ve 11 Eylül’le birlikte açıktan uygulamaya koyduğu “ılımlı İslam” planıyla, köşe taşlarını da belirledi.

İşte Economist’in gelip konuyu dayandırdığı nokta burası. İki soruyla gidişat belirleniyor: “Türkiye’de yaşanacaklar ‘İslam modern politikayla ne kadar uyumlu?’ sorusunun yanıtını belirginleştirecek” deniyor. Bunun yanında “din ve modern devlet arasındaki çizgi nerede çiziliyor?” sorusu dillendiriliyor.

Economist’e göre, “bu soruların yanıt bulacağı tek ülke Türkiye.” Dergi bu tezini AKP’ye dayandırıyor; çünkü AKP’nin “şiddet kullanmadan Müslüman olunabileceğini gösterdiğini" belirtiyor. İktidarın uygulamalarına, ekonomiyi “düzeltişine” övgüler sıralanıyor.

Uzun zamandır Türk insanının zihnine kazınmaya çalışılan bir ifade, Economist tarafından da kullanılıyor: “AKP hükümetiyle Türkiye, bu çizgisini sürdürürse İslam’la ilgili tartışmaların ‘normalleşmesini’ sağlar ve Müslüman ülkelerin bugünkü durumunu da değiştirebilir.” Bir başka deyişle, Türkiye İslam dünyasına / “ılımlı İslam” bağlamında “model” olabilir. Economist, bir ordu lafı bunu söylemek için ediyor.

Müslüman dünyada demokrasinin başarılı olduğu ülkeler sıralanırken, Türkiye ile birlikte Endonezya ve Malezya’nın adları da geçiyor. Fakat asıl “sınamanın / demokrasi-İslam birlikteliği sınavının Türkiye’de verileceği” de ekleniyor. Economist, bunun baş koşulunun ise “din ve devlet işlerinin birbiri ile karıştırılmaması” olduğunu belirtiyor.

Tam bu noktada; AKP’nin desteklendiği bu anda kimi başlıklara ise hiç değinilmiyor. Örneğin AKP’nin geldiği kök (Milli Görüş) konu edilmiyor bile. Yine AKP kadrolarınca kotarılmaya çalışılan sivil darbenin, kurum ve kuruluşların ele geçirilme politikası ile buralara iktidar yanlısı, çoğunlukla liyakattan uzak (tarikattan) kişilerin yerleştirilmesinin sözü edilmiyor. AKP’nin din-devlet işleri ayrımını ne kadar içselleştirdiği sorgulanmıyor.

Bunların yerine AKP Türkiye, Türkiye de Müslüman dünyası için “ılımlılığıyla” örnek gösterilmeye çalışılıyor. Bir diğer ifadeyle dönüştürülmeye ve köklerinden koparılmaya çabalanan, ayaklarını bastığı zeminin kaydırılmasına gayret gösterilen Türkiye, yurt dışındaki ve onların koşulsuz destekçisi olan yurt içindeki “toplum mühendislerince”, nereye gideceği bugünden kestirilemeyen “ılımlı İslam”ın yörüngesine çekilmek isteniyor.

Hiç yorum yok: