30 Nisan 2008 Çarşamba

DEMOKRATLIK BU MU?
ALİ BULUNMAZ

AKP, iktidara geldiği 2002’den beri, yandaşlarıyla birlikte belli başlı algılamaları topluma belletmeye çalışıyor:

- “Yargı, AKP’nin önündeki engeldir; kapatma davası, iktidara yönelik bir ‘yargı darbesi’dir”
- “Aydınlanma değerlerini ve laikliği koşulsuz savunanlar ‘elit’, ‘gerici’, ‘darbeci’ ve ‘aklı geçmişe takılı olanlar’dır”
- “Türkiye, ‘demokratik laik’ bir ‘ılımlı İslam’ ülkesidir”
- “AKP’ye biat etmeyenler bertaraf olacaktır”
- “Demokrasi laiklikten daha önemlidir”

***

“Demokrasinin laiklikten daha önemli olduğu” görüşünü paylaşan AKP’ci “liberal aydınlar”, Tayyip Erdoğan’ın işçi ve emekçilere “ayaklar” demesine içerledi…

AKP’ci “liberal aydınlara” göre bu söz, demokrasinin ruhuna aykırı…

AKP’ci “liberal aydınlar”, kendilerini işçi ve emekçinin yanında konumlandırdığını belirtiyor. Hatta bunlardan bazıları, kendisine “sosyalist” demekten de geri durmuyor, “haktan”, “emekten” ve “adaletten” yana tumturaklı laflar patlatıyor…

Ama tuttukları köşelerin asıl sahibi olan tarikatçı-cemaatçi patronları ve iktidar sevicisi medya tekelleşmesini eleştirebiliyorlar mı?

***

İşçi ve emekçilerin, 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda toplanmak isteyişi karşısında bazı AKP’ci “liberal aydınlar” ilginç bir manevra alanı da kotardı. Ne dediler?

- “Taksim Meydanı’nda ısrar eden sendika temsilcileri, işçi ve emekçileri sömürüyor…”

“Demokrasi” ve “adaletten” yana olan o AKP’ci “liberal aydınlar” şu soruların yanıtlarını vermeli:

Sosyal “Güvenlik” Yasası’yla işçi ve emekçinin geleceğini çalan kim?

Kendilerinin de alkış tuttuğu, IMF ve Dünya Bankası güdümündeki ekonomi politikalarıyla gelir adaletsizliği yaratan; zengini daha zengin yoksulu daha yoksul kılan kim?

Yandaş medya yaratmak amacıyla, kamu bankalarından milyarlarca liralık kredi koparırken, işçi ve emekçiye aynı koşullarla kredi vermeyen kim?

İşçi ve emekçinin maaşlarına, aldığı talimatlardan hareketle göz diken kim?

İktidar yandaşı sendikaların üyesi olmayanları, önce buralarda yer almaya zorlayan; eğer orada değilse işinden, emeğinin karşılığından eden veya o işçi ve emekçinin üzerinde yoğun baskı kuran kim?

Sendikalara, işçi ve emekçilere korku salan; onları güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirmeye çabalayan kim?

***

Her yerde “demokrasiden” dem vuran AKP’ci “liberal aydınlar”, “sendikalar işçi ve emekçileri sömürüyor” derken, kurulan yeni düzende asıl sömürgenlerin kim olduğunun yanıtını açık yüreklilikle verebiliyor mu?

Yaratılan yeni düzende “demokrasi” ne kadar işliyor?

AKP’ci “liberal aydınlar”, “ayaklar” sözünü eleştiriyor. Bir bakıma tatlı su muhalefeti yapıyor.

Peki, yeni düzen daha keskin bir sömürü üretmiyor mu? Buna arka çıkmak demokratlık mı?

Demokratlık bu mu oluyor?...

Hiç yorum yok: