25 Nisan 2008 Cuma

AYAK OYUNLARI…
ALİ BULUNMAZ

Sendikaların 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda kutlama yapma ısrarına karşı Tayyip Erdoğan’ın “veciz” sözleri hatırlanmaya değer…

“Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar…Her ilde valilikler toplantı ve gösterilerin yapılacağı meydan ve caddeleri belirler…Sendikalar, alınan kararları dinlemezse hoş olmaz…”

Burada ne var?

Örtük tehdit…

Taksim ısrarı sürerse, 2007’de ne olduysa aynen yaşanacağına dair ima…

Açıklamadaki ayak (ayaktakımı), işçi ve emekçilerden başkası değil. Erdoğan’ın açıklamasındaki “Taksim inadı sürerse hoş olmaz, hoş olmayan zemin istemiyoruz” sözü ne anlama geliyor?

***

AKP iktidarı, halktan ve emekten yana mı; yoksa baskı, zorlama ve takıyye taraftarı mı? Erdoğan’ın yaptığı açıklama, bu sorunun yanıtını veriyor.

AKP’nin kurucu ve yönetici çekirdeğinin zihinsel arkaplanı belli: “Biat etmeyen onlardandır.”

Burada kesif bir biz-onlar ayrımı söz konusu…

“Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar” yaklaşımı da, AKP’lilerin dilinden düşürmediği “millet egemenliği” ifadesiyle çelişiyor…

Takıyye meydana çıkıyor…

***

AKP, emek ve emekçiye nasıl bakıyor?

Bunu anlamak için emekçinin, emeğinin karşılığını alıp almadığına bakılabilir…

Ülkedeki gelir dağılımına göz atılabilir…

Emekçinin yaşam koşullarının ne düzeyde olduğu anlaşılmaya çalışılabilir…

Bugün Türkiye’de, emeğin adı da karşılığı da yok. Sendikal örgütlenmeler, 12 Eylül’den beri sistematik olarak çökertiliyor. AKP iktidarı ise bu sürecin tepe noktası.

AKP, sendikal örgütlenme yerine tarikat-cemaat bağlantısını teşvik ediyor; yarattığı baskı, yıldırma ve korku düzenine “istikrar”, “demokrasi” ve “özgürlük” diyor…

***

Sorular çoğalıyor…

AKP işçi ve emekçiden, dolayısıyla halktan mı yoksa IMF, Dünya Bankası ve kara spekülatörlerden mi yana?

AKP’nin kadroları, demokrasi ve eşitliği özümsemiş kişilerden mi oluşuyor?

Kandırma, yıldırı ve takıyyenin zirvesinde bir iktidarla karşı karşıya Türkiye. Bunları aynı zamanda yandaş kazanmak adına yöntem olarak kullanan bir iktidarla…

Toplumsal muhalefeti, hak arayışını ve eşitlik ile gelir dağılımında adalet isteyen örgütlenme ve aydınları, olabildiğince susturmaktan yana tavır alan bir iktidarla…

Emek, özgürlük, demokrasi ve eşitliğin kuşa çevrildiği bir dönemdeyiz. AKP bunun bayraktarı ve toplumsal dönüşüm projesini günden güne hızlandırıyor. “Ayaktakımı” dediği ve geleceğini IMF, Dünya Bankası ile çokuluslu şirketlerin hesap ve soygunlarına terk ettiği işçi ve emekçilere de gözdağı veriyor…

İktidarın ayak oyunları devam ediyor…

Hiç yorum yok: