4 Nisan 2008 Cuma

KAPATMA…
ALİ BULUNMAZ

Şöyle bir hava var: AKP, Anayasa Mahkemesi’nde yargılandı, dava bitti ve parti kapatıldı. Bunu yayanların herhalde bir bildikleri var…

AKP medyası bu temayı toptan ve perakende satışa sundu. “Mağduriyet”, “haksızlık” ve “yargı darbesi” gibi konular da bu temaya eklendi.

AB yetkilileri de, AKP’ye bu “hukuk mücadelesinde” destek çıkıyor ve Anayasa Mahkemesi’ne kendilerince akıl veriyor:

- “Millet iradesine ve 22 Temmuz’da sandıktan çıkan sonuca uygun karar alın…”
- “AKP’yi kapatırsanız, AB yolculuğunuz biter…”
- “Kapatma ve siyasi yasak talebi esastan reddedilsin…”

***

AB, “AKP olmazsa Türkiye’de ‘demokrasi’ olmaz” ve “AKP yoksa müzakereler sonlanır” türünden tehditkâr bir yaklaşım içinde…

Ama AB, işine gelmediğinden, AKP’nin Türkiye’de yarattığı gerilimden, hukuk tanımaz söylem ve eylemlerden, toplumu ayrıştırışından söz etmiyor; beraber yürüdüğü yol arkadaşına kol kanat geriyor…

AB, usulen bir eleştiri de getiriyor bu arada:

-“Reformları yapın yoksa size sırtımızı döneriz.”

***

AKP’nin Türkiye’yi kapatma girişimleri, AB’nin pek öyle umurunda değil. Uyguladığı yandaş demokrasisi ve varmak istediği ümmet toplumu, AB için şu an bahsi geçmeyecek kadar tali konular.

Varsa yoksa, AKP eliyle Türkiye’nin denetim altında tutulma gayreti…

***

AKP ve destekçileri, kendi demokrasisi, yargısı, medya ve sermayesini tam anlamıyla kurmak için tüm gücüyle çalışıyor.

Bir başka deyişle, Türkiye’deki her kurumu kapatmaya; kendisine katmaya çabalıyor.

Kapatma davasına hukuk açısından değil de, siyasi gözlükle bakılarak, “yargı darbesi” denmesi ve davadan kurtulmak istenmesinin nedeni de bu girişimin sekteye uğrama olasılığı...

AKP ve yandaşları, suçlarını; demokrasiye karşı söylem ve eylemlerinin ağırlığını biliyor…

Hiç yorum yok: