14 Nisan 2008 Pazartesi

BAY BARROSO…
ALİ BULUNMAZ

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso Türkiye’ye geldi. Ziyaretine Anıtkabir ile başladı. Özel deftere “reformcu Atatürk” yazdı.

Ancak Atatürk’ün reformları ile bugün “reform” adı altında AB’nin dayattıkları arasında dağlar kadar fark var.

Barroso’nun Türkiye’ye geldiği gün 10 Nisan’dı. 10 Nisan Laiklik Günü. 10 Nisan 1928’de laiklik, anayasaya girdi.

Barroso, TBMM’de yaptığı konuşmada ne dedi?

-“Laiklik demokratik olmalı.”

Daha önce “Laiklik din haline getirilmemeli” diyen Barroso, “demokratik laiklikten” bahsediyor. Bunun anlamı ne?

“Türkiye’de laiklik despot bir uygulama biçimidir ve bir dayatmadır” şeklinde mi yorumlanmalı bu söz? Ardından “Türkiye, laik yapısıyla radikal dinci oluşumlara karşı önemli bir örnek” gibi süslü laflar kuşanmak da neyin nesidir?

Barroso’ya şu hatırlatılmalı: Türkiye’de laiklik olmadan demokrasi yaşayamaz.

***

İddianame ne diyor?

- AKP, laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldi.

Barroso, hem iddianameyi hazırlayanlara hem de Anayasa Mahkemesi’nin davayı kabulüne ilişkin neler söyledi neler.

Ama TBMM’deki konuşmasında geçen “AB Komisyonu, ülkelerin iç işlerine karışmaz; reformlara yardımcı olur” ifadesini nereye koyacağız? Yargıya gözdağı vermek, Türkiye’nin iç işlerine karışmak değil mi?

Barroso, AKP’nin kapatma davası için demediğini bırakmazken, laiklik ve türban gerilimi ile ilgili olarak “Türkiye bunu kendi çözecektir, türban kadınların kendi kararıdır” buyurdu. Bu noktada Türkiye’nin iç işlerine karışmamayı tercih etti!

***

Barroso TBMM’de neden konuştu? AB Komisyonu’nun “reformlara yardımcı olma” ilkesi gereği mi?

AB’nin öngördüğü “reformlar” arasında siyasi partiler yasasının değişmesi, yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması, milletvekili dokunulmazlıklarının sonlandırılması, sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılması bulunuyor mu?

AB, nasıl bir Türkiye istiyor?

“Reformlara” bağlı, “demokratik laik”, AB’nin her talebini koşulsuz yerine getiren, ekonomik-siyasi-kültürel dayatmaları harfiyen uygulayan…

Barroso ne dedi?

- “Başkalarına yönelik zaman zaman taviz vermemiz gerekir. Taviz vermek bir zaaf işareti değil, tam tersi bu, Avrupa’nın uzlaşı ruhudur.”

Bu, bir tür sömürü düzeni değil mi?

O zaman Bay Barroso’nun unvanı ne oluyor?...

Hiç yorum yok: