5 Mayıs 2008 Pazartesi

GÜNAYDIN!...
ALİ BULUNMAZ

Türk Tabipler Birliği Başkanı Gençay Gürsoy’un sabah saat 5’te, tıpkı İlhan Selçuk gibi gözaltına alınması ne düşündürmeli bize?

Türkiye, AKP tarafından gözaltına alınıyor, dövülüyor, gaza boğuluyor…

Baskı ve tehdit günden güne artıyor…

Türkiye’de son dönemde yaşananlar bir tesadüf mü? Ya 1 Mayıs’ta işçi, emekçi ve halka yaşatılanlar? Bunu “devlet görevini yaptı” şeklinde açıklamak mümkün mü?

***

Tayyip Erdoğan “ben de işçiydim” diyerek, 1 Mayıs’ta İstanbul sokaklarında olup bitenleri örtbas edebilir mi?

Sorular uzayıp gidiyor…

Bugün gelip dayandığımız dinci diktatörlük ortamında, 1 Mayıs’ta yaşananların sorumluluğunu işçi ve emekçiler ile onların temsilcilerine yükleyenler var…

Bir de orantılı şekilde hükümeti “eleştirenler.” Daha doğrusu eleştirir gibi yapanlar…

Kim mi onlar? Elbette AKP’ci “liberal” ve “aydın”, “gazeteci” ve yazarlar…

AKP’nin, “laik seçkinlerin” iktidarına ve zorla iktidar olma oyununa çomak sokan “yenilikçi” ve “özgürlükten yana” bir parti olduğu peşreviyle “eleştirilerine” başlıyor bu zevat…

Sonra “ayaklar” nitelemesi ile 1 Mayıs’ta işçi ve emekçilere, gaz ve copla saldırılmasının, AKP’nin “özgürlükten yana” ve “demokrat” tavrına gölge düşürdüğünü ifade ediyorlar.

Hatta bazıları, AKP’nin takıyyesini kabulleniyor, ama bunun dinciliği örtmek; şeriatçılığı gizlemek için değil, “gizli 12 Eylülcülüğünü saklamak” adına yaptığını savunuyor…

***

AKP’ci “liberal” yazar ve “aydınlar”, Türkiye’yi yönetmiş olan ve “ayrıcalığa sahip olduğunu düşünen seçkinlerin”, AKP’nin iktidara gelmesiyle “demokrasi dışı hamleler yaptığı” tezini ortaya atıp, konuyu şöyle bağlıyor:

- “AKP de 1 Mayıs’ta, Taksim Meydanı’nda kutla yapmak isteyenlere benzer yöntemlerle karşılık verdi…”

***

Kimi AKP’ci “liberal” yazar ve “aydınlar”, 1 Mayıs’ta işçi ve emekçilere karşı “orantılı güç kullanımının”, AKP’nin gerçek yüzünü gösterdiğini belirtiyor…

Bununla kalmayıp, “millet iradesini” öne süren iktidar partisinin, kendi sermayesini kurmaya hız vermesinden hareketle “bir sermaye partisine dönüşmeye başladığından” dem vuruyor…

Aynı “liberal aydın” ve yazarlara göre AKP, işçi ve emekçilerin hak taleplerine hiç hoşgörüyle bakmamasını; bir anlamda “ayakların baş olmaya yeltenmesi” karşısındaki sert tavrını eleştiriyor!...

Acaba bu eleştirilerinde içtenlik var mı?

Burada karşımıza büyük bir kara delik çıkıyor. Engin bir kuşku denizi kabarıyor…

Yıllardır yurtsever aydınların, bağımlı medya karşısında özgür basının gerçekleri ortaya koyan duruşunun haklılığı gün yüzüne çıkıyor…

Biraz olsun (her ne kadar bunu istemeseler de), AKP’nin gerçek yüzünü görmeye başlayanlara ağız dolusu bir günaydın demek gerekiyor…

Hiç yorum yok: