31 Aralık 2007 Pazartesi

PARANOYA! (*)
Ali BULUNMAZ

Lütfen şu "eski" ve "içi geçmiş" söylemleri bırakalım! Artık eski "korku" ve "kaygılarımızdan" sıyrılmanın zamanı geldi, öyle değil mi?

Örneğin "ülke bölünecek" şeklinde "hezeyanlar" yankılanıyor dört bir tarafta. "Korku" pompalanıyor. "Yeni" anayasa ile federasyonun yolunun açıldığını, etnik bölücülüğün gemi azıya aldığını söyleyenler; çözüm için "genel af" , "eve dönüş" formülünden bahsedenler var. "Eyvah, Kürt-İslam sentezi yaratılmaya çalışılıyor" diye "boş yere" endişelenenler var.

"Tutturmuşuz laik Cumhuriyet elden gidiyor" diye! Ne gerek var şimdi "yersiz korkularla" ortalığı bulandırmaya? Yapılan bir ankette, araştırmaya katılan öğretmen adaylarının yarısının "bilimin çözemediğini din çözer" şeklinde "fikrini" ortaya koyması, "ulemaya sorulsun" anlayışıyla koşutluk içinde değil mi? İmam hatipli kız öğrencilere ayrılan belediye otobüsleri, türbanlı genç kızın internette vergi reklamında boy göstermesi tuhaf bir durum mu? Elbette hayır. Hiç kimse telaşlanmasın!

Neden rahatsızız? Ülkedeki "özgürlük", "demokrasi" ve "istikrar" ortamından hoşnut değil miyiz? Turuncu-turkuvaz "yeni" anayasa, turkuvaz milli takım forması, türbanlıların sayısının artması, tarikat-cemaat örgütlenmelerinin hemen her alanda iktidar kurması, Türk-İş'in hükümetle uyumlu çalışacak olması, YÖK'ün ve dolayısıyla üniversitelerin "yasakçı" zihniyetten "nihayet" uzaklaşmaya başlaması ve yargının iktidara bağlanmaya çalışılmasından neden memnuniyetsizlik duyuyoruz? Laik, aydınlanmacı, Cumhuriyet kazanımlarına bağlı bireyler olarak din devleti, bölücülük, AB-ABD, "ılımlı" İslam, ikinci cumhuriyet gibi tehlikeler yaratıyoruz kendi kendimize. "Herkesin" gördüğü "huzur" , "refah" ve "istikrar" ortamını neden bir türlü fark edemiyoruz?

Öyle ki, iktidarın kotardığı her şeyde bir art niyet aramaya alıştırmışız kendimizi!

Yoksa paranoyak mıyız?

(*) Cumhuriyet, 19.12.2007

Hiç yorum yok: