3 Aralık 2007 Pazartesi

DUY DA İNANMA
ALİ BULUNMAZ

ABD Kongre Üyesi Chris Shays’ın Güneydoğu’ya gezi düzenlediği ve bölgenin ileri gelenleriyle buluştuğu gün, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson önemli açıklamalar yapıp herkesin yüreğine su serpti!

Wilson, “ılımlı İslam devleti yaratmayı amaçlamıyoruz; Türkiye, BOP’un hedefi değil, yardımcısıdır” dedi. Başbakanın BOP’un eş başkanlığını da onaylamış oldu bir bakıma. Büyükelçi, ABD’de yayımlanan harita ve yorumların da çöpe atılmasını önerdi. Wilson’a göre ABD, “sınırları değiştirmeyi değil, sınırlar içinde demokrasiyi etkin kılmak istiyormuş.”

ABD’nin, büyükelçiler ve kongre üyeleri eliyle son günlerde Güneydoğu’ya ilişkin açılımlar yapması; bunu yaparken DTP’yi dışlayıp, “Kürt sorunu” söylemini dillendirmesi ve bu söylemi terörden ayrı konumlandırması, “Kürt sorununu” siyasallaştırma ve bugünlerde sık sık vurgulanan “federasyon” istemini akıllara getiriyor. Bunun en önemli göstergeleri, Wilson ve Shays’ın, söz konusu talepleri dile getiren “alternatif” ve “ılımlı” Kürt siyasetçilerle bir araya gelmesi.

Kuzey Irak’ta Peşmergeler, PKK’yi kıskaca alırken, ABD’li yetkililer Güneydoğu’da DTP’nin yerine “seçenek” oluşturacak daha “ılımlı”; “Kürt sorunu”nu siyasallaştıran ve aynı zamanda, “federasyon” isteğini daha “teorik” dile getiren kişilerle buluşuyor.

Çeşitli ABD’li yetkililer de, “Kuzey Irak yönetimi bizim en önemli müttefikimiz” demekten hiç çekinmiyor. Bu bölgedeki yönetimin elde tutulması / yönlendirilmesi, hem İran’a karşı sağlam bir üs sağlayacak hem de Irak petrollerinin ülke dışına çıkarılması için bir kapı olacak.

ABD’li yetkililer, bu anlamda PKK’yi buzdolabına koyarak, bölgede herhangi bir “istikrarsızlık” ve rahatsızlığa izin vermeden, Kürt yönetimi ile birlikte, “federasyon” ve “Kürt sorunu”nun siyasallaşmasını isteyen Türkiye'deki kimi kesimlerin de ağzına bir parmak bal çalıyor. Dolayısıyla PKK’ye terör örgütü diyemeyen DTP yerine, daha “ılımlı” ve ona “alternatif” bir siyasal oluşumun alt yapısı hazırlanıyor. Sonuçta "federasyon" ve Kuzey Irak yönetimiyle "ilişki / diyalog" söylemi artık daha gür bir şekilde seslendiriliyor.

Wilson ne diyor?: “Sınırların değişmesini tasarlamıyoruz.” Duy da inanma!

BOP, tam da sınırların değişmesi üzerine kurulu değil mi? Zamanında Rice, bunu açık seçik dile getirmedi mi?

ABD’nin “demokrasiyi etkin kılma” anlayışı, buna karşılık gelmiyor mu? “Türkiye hedef değil, yardımcı” diyen Wilson’ın patronları, neden Kuzey Irak ve Güneydoğu’da karmaşık ilişkiler ağının tam merkezinde yer alıyor?

Hiç yorum yok: