9 Aralık 2007 Pazar

AYNILAŞMAK…
ALİ BULUNMAZ

“Demokrasi, çoğunluğun değil azınlığın korunmasıdır” anlayışının, bugün ne kadar anlam ve değeri var? Bunun arkasından bir soru daha beliriyor: “Azınlık” kim “çoğunluk” kim?

21. yüzyıldayız. Olaylar ve insanlar son hızla değişiyor. İnsan, kendine dışarıdan bakmaya zamanı kalmaksızın, evrilmeye fırsat bulamadan bir çırpıda başka başka kalıplara giriyor.

Aynılaştırma baş gösteriyor böylelikle. Aydınlanma denilince, “eskidi” cevabı yapıştırılıyor. “Değer, emek?” sözcükleri dökülecek oluyor dilinizden, “hayır, yükselen ‘değerler’ var” yanıtı geliyor. “Ya demokrasi?” sorusu tınlıyor birden, “bizim istediğimiz ve belirlediğimiz kadar” anlayışını içeren yanıt, gelinen son noktayı; “demokrasi tramvayının” hangi vatman tarafından, nereye yürütüldüğünü gösteriyor.

Peki, “azınlık” kim “çoğunluk” kim? Aynılaşanlar ve aynılaştıranlar “çoğunluk” mu? “Çoğunluğun” diktatörleri, yazar ve önderlerince “hurdaya” çıkarılmaya çalışılan gerçek aydın, ilerici ve demokratlar “azınlık” mı?

Çoğunluk” olduğunu iddia edenlerin “gücüne” boyun eğip aynılaşacak / ümmetleşecek miyiz yoksa özgür bireylerin oluşturduğu ulus biçiminde yaşamayı mı seçeceğiz?

Ayağımızın altındaki zemin kayıp gider, dogmalar, kör dövüşü ve körelmiş düşünceler havayı kaplarken bu sorular, sorulması ve hemen yanıtlanması gereken bir zorunluluk olarak yanı başımızda duruyor…

Hiç yorum yok: