5 Aralık 2007 Çarşamba

AKP, TÜRBAN VE YÖK
ALİ BULUNMAZ

AKP’nin iktidar olup bugünlere gelişinde rol oynayan en önemli etmenler nelerdi?: Tarikat-cemaat örgütlenmesi, din sömürüsü, (AB-ABD kaynaklı) dış destek ve mağdur siyaseti. Mağdur siyasetinin baş nesnesi ise, türban ve sıkmabaş.

Türban ve sıkmabaş, son günlerde yine olayların merkezinde. KONDA’nın yaptığı araştırmaya göre, AKP iktidarıyla türban ve sıkmabaş kullanma oranı 4 kat artmış. Yine kentlerde ve eğitimli kadınlar arasında bu “aksesuarların” kullanımının yoğunlaşması dikkat çekici.

Beri yandan “örtünen kadınlar”, bunun “dini inançları gereği” olduğunu bildiriyor. Söz konusu “gereklilik”, 2003’te yüzde 63.4 iken; 2007’de yüzde 73’e çıkmış. Araştırma, üniversitedeki türban yasağına karşı olanların oranını yüzde 78 şeklinde belirliyor, aynı karşı çıkış 2003’te yüzde 75.5’lerdeymiş. “Örtünmeyen” kadınların yüzde 56’sı da, sözü geçen yasağın kaldırılmasından yana.

İnsanın aklına, “kimse bana zorla türban taktıramaz” diyen kimi kadın akademisyenler geliyor. Zaten burada gözle görünür bir zorlama yok. “İsterseniz” deniyor şimdilik!

***

Türban ve sıkmabaş, AKP’nin bayrağı durumunda. Bir AKP milletvekili “ihale almak isteyenler eşinin başını örtüyor” demişti. Dini gerekçe mi bu? Yoksa ihtiyaç mı? İnanç mı kazanç mı?

AKP tüm kurum, kuruluş ve kadroları kendi yandaşlarına peşkeş çekiyor. Burada önemli olan, badem bıyık ve türban.

***

AKP’nin kalan hedefleri nereler?: Anayasa Mahkemesi, Danıştay, YÖK. Yeni YÖK Başkanı’nın belirlenmesi için gün sayılıyor. Bu arada Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin ile ilgili bir “bilgi notu” gündeme yerleşti. Abdullah Gül uçakta yaptığı açıklamayla, Tekin’in dosyasına olmayan eşine ilişkin “kara çarşaflıdır” notunun iliştirildiğini söyledi. Bu ifade, bir anlamda “YÖK fişleme yapıyor” biçiminde sunuldu. YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç, “dosyaya böyle bir notun ne şimdi ne de geçmişte konulduğunu” açıkladı ve Gül de, “ben YÖK’ten söz etmedim” dedi. Bunun anlamı ne?

AKP ve medyası, psikolojik bir harekât yürütüyor. Hedefte YÖK var ve çamur at izi kalsın mantığı ile bir şekilde YÖK halka şikâyet ediliyor. Bu saatten sonra Gül’ün “YÖK’ten söz etmedim” açıklamasının pek bir önemi yok. Çünkü bir kez kamuoyu yaratılmaya başlandı ve YÖK, türban ve sıkmabaş gündemiyle ve “mağduriyet” kullanılarak hedef tahtasına yerleştirildi.

Zaten “yeni” Anayasa çalışmalarında, üniversitede türban yasağı kaldırılmaya çabalanıyor. Tayyip Erdoğan, kompozisyon yarışmasında dereceye giren ama törenlerde “mağdur edilen” sıkmabaşlı çocukların ailelerini arayarak “arkanızdayım” desteğini iletiyor.

AKP’nin hesaplaşma harekâtı hızlanıyor. Liyakat yerine tarikat, aydın baş yerine sıkmabaş, günümüzün yükselen “değeri” haline geliyor.

KONDA’nın bundan sonraki araştırmasında, sonuçların yerleştirildiği dairedeki yüzde 30’luk dilimin nereye gerileyeceğini hep beraber göreceğiz.

“Demokrasi tramvayı” durağına doğru ilerliyor. İkinci cumhuriyetçiler, Soros müritleri ve dinci şürekânın keyfi yerinde. “Durmak yok, yola devam…”

Hiç yorum yok: