13 Haziran 2008 Cuma

KALEMİN RENGİ…
ALİ BULUNMAZ

Kalem renksiz ve tarafsız olabilir mi?

“Tarafsız olmalıdır kalem” deniyor. Doğru. Çünkü kalemi elinde tutanın başlıca görevi, olup biteni tüm çıplaklığıyla sunmaktır.

Ama bu, gerçeğin ve doğrunun tarafında olmaktır aynı zamanda. Bir başka deyişle sanal gerçekliğin, suni gündemin ve zihin bulandıran yapıbozumculuğun fedailiğine soyunmamaktır.

Doğru ve gerçek olanın yanında durmak; görmek ve gördüğünü aktarmak kalem erbabının hem görevi hem de sorumluluğudur.

***

Kalem kışkırtıcı olmalıdır. Fakat bu kışkırtma, düşünmeye zorlama anlamındadır. Eleştirmeyi, sorgulama ve sonuçlar çıkartmayı tetikleyen bir kışkırtma.

Dolayısıyla kalemin görevi, zihinleri karıştırmaktan öte aydınlatmaktır. Bunun için kalemin kendisi de aydın ve aydınlanmış olmalıdır. Bilgi ve bilgiden doğan fikre sahip olmalıdır.

Bilgi, onu aktarmayı, paylaşmayı ve ilgili yerlere iletilmeyi bekler. Kamuoyu da, bu bilgiyi edinme hakkına sahiptir.

Kalem, bilgi ve fikrini aktarma görev ve sorumluluğunu kötüye kullanırsa, kamuoyunu yanıltma yoluna sapar ki bu, kalemin hem kendisine saygısını hem de onurunu zedeler.

Doğru ve gerçekten yana oluşunu sonlandırır.

Bu sürükleniş, kalemi renkten renge giren bir bukalemuna dönüştürür.

***

Kalem ne renksiz ne de tarafsız olmalıdır. Rengini belli etmelidir, gerçeğin ve doğrunun tarafında yer almalıdır.

Bukalemunluğun, düzeysizliğin ve yüzeyselliğin girdabına kapılmamalıdır.

Onur, kalemin vazgeçilmezi olmak zorundadır. Yalınlığı elden bırakmadan, yavanlığa kaçmamalı ve derinliğini bırakmamalıdır.

Kalemi kalem kılan; kalem için olması gerekenler bunlardır…

Hiç yorum yok: