9 Ocak 2008 Çarşamba

“BEDAVA” ÜNİVERSİTEDEN PARALI ÜNİVERSİTEYE
ALİ BULUNMAZ

Hani bir şiir vardı, Orhan Veli’nin dizeleri: “Bedava yaşıyoruz, bedava / hava bedava, bulut bedava…”

Aklınıza ne gelirse bedava, değilse bile sudan ucuz. Memlekette “istikrar” var, “büyüme” var.
Eğitim ve öğretim de “bedava.” Yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, gittiği Mısır’da istihareye de yatmış olmalı ki, dönüşünden kısa süre sonra, geçen gün, önemli açıklamalarına bir yenisini daha ekledi: “Üniversiteler paralı olsun.”

Bu ne demek? Üniversite eşittir ticarethane bağlantısını, Türkiye’deki yükseköğrenim sistemine uyarlamak.

Ancak Özcan’ın atladığı “küçük” bir ayrıntı var. O da, ülkemizdeki üniversitelerde harç adı altında toplanan ve bölümden bölüme, fakülteden fakülteye değişen miktarlardaki paralar.

Kısacası üniversiteler zaten paralı. Özcan’ın dediği gibi “bedava” hiç değil. Bir sosyolog olan Özcan’ın, “üniversiteler paralı olsun” derken, kişilerin gelir düzeyini, sosyal adaletsizlikleri, borç yükünü ve bireylerin aldıkları ücretleri göz önünde bulundurması gerekmez miydi?

Kaldı ki "paralı üniversite", yalnız Özcan’ın değil öte yandan AKP hükümetinin de görüşü. Şimdi özelleştirme sırası üniversitelere geliyor anlaşılan.

Fakat başbakana veya bir AKP’liye bunu söyleseniz, “ben demedim YÖK Başkanı dedi” biçiminde bir açıklama yapar.

Zaten işleyiş bu. Önce bir yetkili ortaya bir taş atıyor, buna yönelik tepkiler ölçülüyor; gerekirse konu biraz soğutuluyor. Daha sonra bir anda tekrar gündeme getirilen bir tasarı yasalaşıyor ve uygulamaya konuyor.

YÖK Başkanı, üniversitelerin paralı olması konusundaki “fikrini” ortaya söyledi. Demek ki böylesine bir tasarı var AKP iktidarının zihninde.

Üniversite paralı mı olsun, yoksa bugünkü gibi “bedava” mı kalsın?

“Her ile bir üniversite” sözüyle yeri göğü inleten AKP, bunların paralı olup olmamasına ilişkin kararı, duruma göre alıştıra alıştıra verecektir nasıl olsa.

Hiç yorum yok: