28 Mart 2008 Cuma

SAĞDUYU ÇAĞRILARI VE GERİLİM…
ALİ BULUNMAZ

Son günlerde sağduyu çağrıları muhtelif.

TÜSİAD…

TOBB…

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç… Hepsi sağduyu çağrısında bulundu.

İlhan Selçuk, serbest bırakıldıktan sonra “tansiyonu düşürmek başbakanın görevi” demedi mi? Saraybosna’da “laik devletin gelişimini hedeflediğini açık olarak dile getirdiği için” fahri doktora alan Tayyip Erdoğan, bu çağrıya “suçlu medyadır, bana ve partime yapılan hakaretleri ne yapacağız; bunları nereye koyacağız” yanıtını verdi.

Peki, TÜSİAD ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın çağrısı kime?

Ya TOBB’nin önderliğinde, AKP yakın sendika ve kuruluşların çağrısına ne demeli? Orada bir hedef var mı?

26 Mart günü eş zamanlı olarak tüm Türkiye’de sağduyu çağrısı yapan TOBB önderliğindeki kuruluşlar, son derece sığ ortak metinde ne dedi?

Hiçbir şey…

Üzeri tamamen örtülü, aman kimse kırılmasın tadındaki çağrı metni kime yönelikti?

Herkese. Yani hiç kimseye…

Çünkü gerilimin düşürülmesi için çağrı yapılacak en önemli kurum AKP’den başkası değil. Ama TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu “herkes bir adım geri atsın” diyerek, bir anlamda hiç kimse bir şey yapmasın demiş olmuyor mu?

Hisarcıklıoğlu “herkes bir adım geri atsın” sözüyle kime çağrı yapıyor? AKP’ye mi CHP’ye mi? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na mı yoksa Anayasa Mahkemesi’ne mi?

***

Hazırlanan iddianameye karşılık Anayasa değişikliği ile ofsayttan gol atmaya çabalayan, Türkiye’yi kamplara ayırmaya başlayan ve eleştiriye tahammülsüzlüğü had safhaya ulaşan AKP değil mi?

Sağduyu çağrısını görsel bir şölene dönüştürüp, adeta bir siyasi parti lideri havasında görünen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, hiçbir şey söylemeyen çağrı metniyle siyasete ısınma turlarına mı çıktı?

***

Bugün Türkiye’deki gerilimin baş nedeni kurumsal yapıyı bozan, sınırsız kadrolaşmaya girişen ve toplumu biz-onlar diye ikiye bölen AKP değil mi?

Yargıyı toplumun gözünde “güvenilmeyecek bir kuvvet” haline getirmeye gayret eden, yandaş demokrasisini gerçek demokrasiye yeğ tutan, eleştirel tutum takınan herkesi tehdit edip; bu kişiler ve kurumlar üzerinde baskı kuran iktidar partisi değil mi?

O zaman sağduyu çağrılarının hedefinin AKP olması gerekmez mi?

Anayasal düzen, hukuk devleti ve laikliğin örselenmesinin sorumlusu da AKP değil mi?

AKP bu gerilim noktaları karşısında ne yapıyor? Hiçbir suçlama ve eleştiriyi üstüne alınmayıp, eleştirileri dinlemeden püskürtmüyor mu?

Bu durumda gerilimin odağı ve yaratıcısı kim?...

Hiç yorum yok: