22 Temmuz 2008 Salı

SUS, SUSMAZSAN SIRA SANA GELECEK! (*)
ALİ BULUNMAZ

AKP ve ona iliştirilmiş “gazeteci” ve “aydınların” dilinden uzun zamandır düşmeyen bir şey var: “Kaos” söylemi…

“Kaos” söyleminin beslendiği kaynaklar birbirinden ilginç: “AKP’ye yönelik kapatma davası, bunun yaratacağı ekonomik, siyasi ve sosyal gel-git, istikrarsızlık…” Bir de “darbe korkusu…”

Garip çelişkiler, buhranlar yaşayan ve geçmişe yönelik hesaplaşmaları ortaya dökme telaşına düşmüş olanlar, söze şöyle başlıyor: “Türkiye yıllarca korku ve paranoyalarla yönetilmek istendi; siyasi ve ekonomik istikrarsızlık üretildi…”

Şimdiki ortam, büyük bir korku yönetimini içermiyor mu? Korkutmayı yöntem olarak seçen iktidar ve ilişmişleri, sivil darbeyi meşrulaştırma harekâtına hız vermedi mi? “Darbeye hayır” diye ortalığa dökülen ilişmiş “aydın” ve “yazarlar”, sivil darbenin yanında mı değil mi?

Görünen o ki, sivil darbeye sahip çıkmak “demokrasinin gereği” sayılıyor bu kesim için. Kurumların, kadroların, gerçek aydın ve demokratların, bugün ve yarının kuşatılması; dinciliğin, yobazlık ve aymazlığın tavan yapması, “demokrasi” adına alkışlanacak eylemler haline getiriliyor özenle…

Aynı kadro her gün, bir yüksek perdeden matbu sözleri tekrarlayıp duruyor. Eski bir hesaplaşma bu. Yakın geçmişe dair kabarık defterlerini karıştırmaya başlamış bir güruhun gürbüz sesi yankılanan…

Bu gürbüz tını, yarattığı baskı ortamıyla “ötekileştirmeye”, yalnızlaştırıp neredeyse suçluya dönüştürmeye çabaladığı doğal düşmanlarını, susturmaya hatta silikleştirmeye yöneliyor.

Yakın tarihimizin “susma sustukça sıra sana gelecek” deyişi, şimdi bu koro tarafından tersine çevrilerek şöyle sunuluyor:

“Sus, susmazsan sıra sana gelecek…”

Böylelikle sivil darbe ile birlikte, suskunluk çemberi de genişletilmeye çalışılıyor…

(*) Cumhuriyet, 15.07.2008

Hiç yorum yok: