9 Temmuz 2008 Çarşamba

KOY SEPETE…
ALİ BULUNMAZ

Televizyonda, internette ve radyolarda bir reklam var, sloganı şu: “Koy sepete…”

İddianamesinin hazırlanışı yılan hikâyesine dönen, AKP muhaliflerinin “bilgisine başvurulmak üzere” ya da doğrudan “zanlı” olarak, sabaha karşı veya ilk ışıklarda gözaltına alındığı izlenimi uyandıran “Ergenekon” soruşturmasının bir başka perdesi daha açıldı.

Mustafa Balbay’ca söylenecek olursa “her yere kon” soruşturması, reklâm sloganına taş çıkartıyor. “Şunu da alalım, bunu da alalım, bak bu şunu demiş, o bununla konuşmuş” şeklinde sepete konanların sayısı da kabardı. Çeteciler, mafya ve karanlık ilişkilerin özneleri ile aydınlar, gazeteciler ve emekli generaller aynı sepette. Sabah baskınlarıyla gözaltına alma yöntemi ise bir çeşit gözdağı verme eylemini çağrıştırıyor. İzler birbirine karıştırılıyor.

1 Temmuz, “Ergenekon”un yeni perdesiydi. Aynı gün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP hakkında açılan kapatma davasında sözlü açıklamasını Anayasa Mahkemesi’ne sundu. Gözaltılar, bu önemli gündem maddesini öteledi.

Zamanlama dikkat çekiciydi. Tepkiler de. Gözaltıların darbe dönemlerini anımsattığını belirtenlerin karşısında, AKP’nin kapatma davasıyla ilgili olarak esirgenen ama “Ergenekon” soruşturması söz konusu olunca “yargıya saygı duyulmalı, yargı rahat bırakılmalı” diyen yandaş “demokratların” bu tavrına ne ad konmalı? Tutarsızlık mı, çok yüzlülük mü?

Bu anlamda neler söylenmedi ki… Örneğin “bu gözaltılar için geç kalındı” diyenler vardı en hafifinden! “Türkiye’nin bağırsakları temizleniyor” diyen de… “Demokrasi savunuculuğunu”, “bağırsak hareketi” söylemiyle taçlandıranlar için, söylenecek ve yapılabilecek fazla bir şey yok…
Gün geçtikçe bir gize; dizilerle, tarafgir “tarafsız” medya ve “aydınlarca” efsaneye dönüştürülen “Ergenekon” soruşturmasını “demokrasinin izdüşümü” şeklinde etiketlendirenler, acaba neyi savunduklarının ayırdında mı? Bu kesimin “darbe korkusuyla”, sivil darbeye ses çıkarmayışı sonuçta gelip aynı kapıya dayanmıyor mu?

Bunların yanıtını aramak ve almak, zihinleri berraklaştıracak…

Hiç yorum yok: