6 Ağustos 2007 Pazartesi

NASIL ANLATMALI?
ALİ BULUNMAZ

Her şey bozulup yozlaşıyor. Aynı gemideyiz; ama birbirimizden uzak ve yan yana. Özenle tüm değerlerin ve değerli olan ne varsa, hepsinin içini boşaltıp kirletiyoruz.

Arabamıza bağladığımız iki at, ters yöne doğru koşuyor aynı anda. Gelişiyoruz, kalkınıyoruz ve hayat şartlarımız iyileşiyor deniyor bir yandan, ama beri yandan gözlerimizi maziye, yüz yıllar öncesinin koşullarına dikiyoruz. Kaybediyoruz, kaybetmeye başladık ama gülümsüyoruz. Kimimiz acı acı kimimiz de kıvançla.

Bir ses çalınıyor kulağımıza, “aman sözümüzden çıkmayın” diyor; “her şey daha güzel olacak.” Kabulleniyoruz, ama “kendiniz olmayın, biz sizin için en iyisini biliriz” buyuruyor aynı ses. Ya onur ya erdem diyecek oluyoruz; “küreselleşin”, “zamanın ruhuna bırakın benliğinizi” diye kestirip atıyor.

“Biz her şeyi düşündük, sakın vazgeçmeyin” telkinleri havada uçuşuyor. Ya emek ya hak diyoruz; “ılımlı” olun ve “ezberinizi bozun” öğüdünü alıyoruz.

Bozuluyor. İyi de neydi “ezberimiz”? Onur, emek, bağımsızlık… Hayır, artık “ben” var, “onlar” var, bağımsızlık yerine koşulsuz bağlılık var diye kazınıp belleğimize; yılların getirdiği, bin bir emekle kurulan güzel ve doğru olan ne varsa, hurdaya çıkarılıyor. H.W. Shaw’un dediği gibi “fare deliğinden bile geçen yanlışlık, kapılardan sığmayan doğruluğa” üstün geliyor. Anlayacağınız izler ve renkler birbirine karışıyor, “renksizlik” dayatılıyor.

Her geçen gün bozuluyor ne varsa, yozlaşıyor. Yalan ve dolan, yaşamımızı sarıp sarmalıyor. Kendisiyle sınırlar çektiğimiz kavramlar, gün geçtikçe bulanıyor; anlaşılmaz ve tüm içeriğinden yoksun hale getiriliyor.

Sınırsızlık ve ölçüsüzlük, en büyük hapislik değil mi? Ama bizi bunlar korkutmuyor ne yazık ki! Çekincemiz doğrular, sınırlar ve gerçek. Tam da bu yüzden bize altın tepsi ile sunulan yalanlara kanıyoruz, kanmak istiyoruz. Asıl buradan, bu karmaşadan; kör topal gidişten sığınacak bir ezber yaratıyor ve ona sığınıyoruz.

Şimdilik bu böyle sürüp gidiyor, ta ki kendimizle yüzleşinceye ve tehlikenin farkına varıncaya ya da yüzey ile derinlik ayrımını yapıncaya kadar…

Hiç yorum yok: