21 Temmuz 2007 Cumartesi

TEK…
ALİ BULUNMAZ

“Tek” güzel, özel ve özgün bir sözcük. Türkçede, kullanıldığı nice deyim ve deyiş var.

Örneğin “iki tek atmak”, AKP’li belediyelerin çizdiği “kırmızı çizgileri” aşan akşamcıların vazgeçemediği türden. Ya da eski kabadayıların racon icabı ağızlarından eksik etmediği “tek tek gelin” deyişine ne demeli? Bugünün sahte kabadayıları için geçerliliğini yitiren bir deyiş…

Bir başka deyim ise “tek geçmek.” AKP, seçime saatler kala kendisinin “tek geçilmesi” gerektiğini telkin edip duruyor. Yoksa… Kriz çıkar, çatışma doğar, istikrarsızlık baş gösterir diye halkı “kibarca” uyarıyor. 22 Temmuz sonrası, oluşabilecek ulusalcı koalisyon ihtimaline karşı, “görevini” yerine getirip; yanına anketçi ve AB ile ABD’li destekçilerini de alarak “tek başına” iktidar için, istikrar için “bizi tek geçin” diyor.

“İstikrar” önemli. 2002’den bu yana, sözü geçen istikrar kimlere yaradı?

Barzanici iş adamları, yandaş TV patronları, emek sömürücüleri, dinci holdingler, iktidar taraftarı belediye şirketleri, bakan oğulları, AB ve ABD’ci gazeteciler…

Liste uzayıp gidiyor. Yabancıların elindeki Borsa’da, kağıtları işlem gören yatırımcılar, Avrupa ve ABD’nin AKP yanlısı medyası aracılığıyla yorumlar yapıyor; AKP’yi yeniden güçlü bir şekilde iktidar olarak görmeyi çok istiyor.

Bundan yararlanacak olan kim?

Barzani, ABD, AB, AKP yanlısı iş çevreleri, Borsa’nın asıl sahibi yabancı yatırımcılar, Kürtçü ve Ermenici “aydınlar” ve AKP ile ortak iş yapan herkes…

Erdoğan son günlerde, milliyetçi rüzgârı kendisine döndürme telaşına da girdi. Ne dedi meydanlarda?: “Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak.”

Ama işin aslı başka, istenen de: Tek ümmet, tek medya, tek ses, tek parti. Çarkın dönmesi için tek…

AKP’nin “tek parti” söylemine, kendi yazarları da katılıyor. Aman iktidarımız sarsılmasın diye kalem oynatıyor, kararsızları tavlamak adına düzmece anketler yayımlıyor...

Şimdi 23 Temmuz’u beklemekten başka çare yok. Kim gülecek tek tek göreceğiz…

Hiç yorum yok: