19 Eylül 2008 Cuma

HANGİ YÜZLE?..
ALİ BULUNMAZ

Deniz Feneri davası dallanıp budaklanıyor.

Bu arada, söz konusu davayı unutturmak; biraz olsun gündem dışına itebilmek için “Ergenekon” soruşturmasında yeni dalga başlatıldı.

Nurseli İdiz ve Seyhan Soylu gibi isimler gözaltına alındı...

***

TBMM Başkanı Köksal Toptan ise, Deniz Feneri davasındaki kurye zanlı Zahit Akman ile ilgili “ilginç” bir çıkış yaptı:

“Akman'ın istifa etmesi şık olur...”

Zahit Akman'ın yargılanması, Tayyip Erdoğan'ın iki dudağı arasından çıkacak bir çift söze bağlı...
Ancak bunun gerçekleşme olasılığı düşük görünüyor.

Geriye istifa kalıyor.

***

Zahit Akman, Alman mahkemelerinin ortaya koyduğu bilgi ve belgelere göre zanlı durumunda.

Yurt dışına çıktığı, özellikle de Almanya'ya ayak bastığı anda gözaltına alınacak.

Daha da ötesi tutuklanacak...

Bunun yanında Akman, RTÜK Başkanı ve halen görevde.

Hakkında bunca suçlama, aleyhinde bir dolu iddia ve belge bulunduğu halde Akman neden istifa etmiyor?

Belli ki kendini suçlu görmüyor. Yapılanların yasalara ve kurallara uygun olduğunu düşünüyor. Zaten bunu Deniz Feneri yöneticileri ve onu savunan kimi “gazetecilerin” sözlerinden anlamak da mümkün.

***

Geçtiğimiz gün Deniz Feneri yandaşı ve yoldaşı bir “gazeteci” şöyle diyordu:

“Ağızları alkol kokanların iddia ve suçlamaları bize vız gelir...”

Bu, pişkinliğin ve olanları örtbas etmenin daniskası; kuralsızlığın “kural” haline geldiğinin ve hukuk tanımazlığın göstergesi değil mi?

Elbette şu da görülmeli: Deniz Feneri meydanlarda, metro istasyonları ve bulduğu her noktada yardım toplamayı, tezgâh açmayı sürdürüyor.

İyi de hangi yüzle?

Ya da hangi yüzsüzlükle?..

Hiç yorum yok: