6 Mart 2009 Cuma

“BEN...”
ALİ BULUNMAZ

Benim partim...

Benim milletim...

Benim vatandaşım...

Benim bakanım...

Benim ülkem...

Ben, ben, ben...

***

Sonra...

“Ben ve o”; “biz ve onlar” ayrımları...

Benden; cemaat kardeşi ve tarikat yoldaşı olan ile beni eleştiren...

***

Padişah olmak, her yolun kendisine çıkmasını istemek; yandaşlarla kendine yeni bir dünya yaratmak, dayanılmaz çekiciliğe sahip bugünlerde.

O nedenle bir ülkenin başbakanı için “Son Osmanlı Padişahı” yazılı pankartlar açılıyor.

Bu pankartı hazırlayanlar ve pankartın altına imzasını atanlar her şeyin farkında. Neyin hoşa gidip gitmeyeceğini iyi hesaplamışlar.

***

Amerika'nın neoconları (Yeni Muhafazakârları) kafa kafaya verip Türkiye'de kendilerinin bir benzerini yarattı.

Adına da “Yeni Osmanlı” dedi; yandaşlarını palazlandırdılar.

Şimdi “hamdolsun Davos'u fetheden”, ülkede eleştirel bakış açısı bırakmamak için elinden geleni ardına koymayan bir “Son Osmanlı Padişahı” var.

“Ben”, diyor, “benim” diyor, “onlar” diye ayırıyor...

“Benden olmayan, taraf olmayan bertaraf olur” diyor.

Bunun adı da Yeni Osmanlı lugâtında “demokrasi” oluyor...

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Zaten ne demokrasisi kaldı ki bu ülkede! Seçim yapıyoruz demokratik olsun diye ama sandık başlarına adamlarını dikip fazla fazla sayıyorlar çıkan oyları. Sonra da demokrasi ağızlarda sakız, tadı gidince at gitsin. En ufak bir olayda isyan ediyor ODTÜ'de öğrenciler diyorlar ki sosyalizm gelsin.. Sosyalizm gelemez bu ülkeye artık. Mümkün mü? İlerde bugünlere geri dönmeyi istemezsek iyidir. Eline sağlık abim.