12 Kasım 2008 Çarşamba

GÖREV GEREĞİ…
ALİ BULUNMAZ

Gazetede bir haber, haberin başlığı her şeyi anlatıyor:

“Kılıç’ın hedefi ilk dört madde…”

Haberi biraz eşelemekte yarar var:

Bilkent Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı bir sempozyum düzenliyor. Konu ise “Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler.”

Sempozyuma Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Mahkeme raportörü Osman Can da katılıyor. Kılıç, seçilen konunun “cesaretle belirlendiğini, Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu” dile getiriyor.

Raportör Osman Can ise “1924 Anayasası hariç, Türkiye’de hep ferman anayasalarının hâkim olduğunu” söyleyip ekliyor: “Bir anayasa değiştirildiği zaman değiştirilemez maddelere de dokunulmalıdır.”

Sempozyumdan çıkan sonuç şu: “Anayasalarda değiştirilemez hükümler bulunması 'demokrasi' açısından kabul edilemez.”

***

Türkiye’de yürürlükteki anayasanın değiştirilemez maddeleri neler?

Madde 1: Devletin şekli Cumhuriyettir.

Madde 2: Cumhuriyetin nitelikleri

Madde 3: Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti…

Sempozyumdan çıkan sonuca göre bu maddelerin değiştirilemez olması “demokrasiye aykırılık” içeriyor.

“Velev ki” öyle…

Şimdi düşünelim: Devletin şeklinden başlayarak, niteliklerine oradan resmi dile, başkente ve bayrağa kadar uzanan üç maddenin değiştirilmesi neden istenir?

Ya da şöyle soralım: Bunların üzerine neden gidilir?

***

2002’den beri sahnelenen oyun burada tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkıyor. BOP temelli ve onun eş başkanlığını yürüten iktidar, belirli ağızlardan kafasındaki hedefi ve kendisine verilen görevi, yeri ve zamanı geldikçe kamuoyu ile paylaşıyor.

Bu paylaşımlara verilen tepkiler doğrultusunda, eylemlerini hızlandırıyor ya da soğutuyor.

Ama öyle veya böyle istediğini yapmaya gayret ediyor.

Yapıyor da.

Toplumsal ve siyasal dönüşüm projesi hayata geçiriliyor…

***

Kısacası AKP iktidarı, ona ram olmuş “aydınlar”, iktidarın peşinden giden fırsatçılar, iktidarın görev verdiği sözcüler ve uygulayıcılar, plan ve programı harfiyen yerine getiriyor.

Şimdi sıra anayasanın değiştirilemez maddelerine mi geldi?

Öyle görünüyor…

Neden?

Bu da verilen görev gereği…

Hiç yorum yok: