13 Mayıs 2009 Çarşamba

HERKES SUÇLU
ALİ BULUNMAZ

Mardin'de 44 kişinin öldürülmesi katliam mı facia mı?

Şurası kesin, bu bir büyük cinayet...

Çarpıklığın, başıbozukluğun ve hatta verilen tavizlerin yarattığı bir büyük cinayet...

***

Olayın hemen ardından bölgeye gidenler, Bilge köyü ile ilgili yazılar yazan ve görüş açıklayanlar sayesinde cinayet gündeme oturdu.

Sayının 44 olmasının da payı büyüktü elbette...

Bu rakam 4 olsaydı, belki bu kadar tartışılmayacaktı.

Ama bir gerçek var ki, Güneydoğu'da her an bu ve buna benzer şeyler oluyor. Kimi küçük bir haber olarak arşivlerde yerini alıyor kimine değinilmiyor bile...

Ağalar, şeyhler ve şıhlar istediği gibi at oynatmaya; siyasette, sosyal hayatta ve ekonomide etkinliğini koruyor.

Seçim zamanı siyasetçilerin el pençe divan durarak oy istediği, oy avcılığı için her türlü tavizi verdiği bu kişilerin dediği kural veya emir haline geliyor.

***

Şimdi tartışaduralım...

Sayı 44'ken konuşalım...

Ya yarın, bu rakam 144 oluursa? Sorun değil biraz daha tartışırız...

Ama ne, ne kadar değişir; orası bilinmez...

Buralardaki düzeni değiştirmeye çalışanları; örneğin Türkan Saylan'ı, “terörist” ya da “darbeci” diye yaftalayalım...

Sonra sayı 144'e, 244'e çıkınca defterleri yeniden açalım, tartışalım...

Suçu ağalara, şeyhlere, şıhlara yükleyip vicdanımızı rahatlatalım...

Beylik sözlerle, matbu açıklamalarla işi geçiştirelim...

***

Peki, suçlu kim bu durumda? Yalnızca oraları parsellemiş ağalar, şeyhler, şıhlar mı?

Onları bu denli güçlendirenler, Güneydoğu'da olup bitene kulağını tıkayan duyarsız insanlar ve daha fazlasını yapacakken çekinik davrananlar aynı oranda cinayete ortak olmadı mı?

Aşiret düzeni mi, ona kola kanat geren zihniyet mi? Gerçek suçlu kim?

Oradaki düzeni değiştirmeye çalışmayan, buna katkı vermeyen, susan ve kısık sesle konuşan; kısacası sorumluluğunu yerine getirmeyen herkes biraz suçlu değil mi?

Elimizi yüreğimize koyup biraz daha düşünelim...

Hiç yorum yok: